google-site-verification: googlefa1801ec9bc4bbda.html google-site-verification=573CCHOL1cmDalFW6FdhKDBhuUjJFRTeEVAybh0erZg
top of page
Ara

Uçan Kazlar, Ördekler ve Savaş Uçakları.

Küresel Ekonomik Stratejiler Üzerine (1)


ree

Dünya ekonomisi, her ülkenin kendi stratejik yolunu çizmesiyle şekilleniyor. Japonya, 1980'lerde "uçan kazlar" stratejisiyle üretim merkezlerini dış ülkelere kaydırarak korumacılık duvarlarını aşmayı başardı. Çin ise günümüzde, düşük iş gücü maliyetlerine rağmen jeopolitik engeller ve korumacılık önlemleri nedeniyle benzer bir strateji izlemekte zorlanıyor. Bu sırada ABD, doların küresel rezerv para birimi olmasından faydalanarak ekonomisini askeri güçle destekliyor ve bu güçle ticari ilişkilerini  zorlayıcı bir mekanizma haline getiriyor. Bu üç ülkenin stratejileri, küresel ekonominin şekillenmesinde kritik rol oynuyor.

Japonya: Uçan Kazlar Stratejisi ile Yükseliş

Japonya, küresel ticarette karşılaştığı kısıtlamalar ve maliyet baskılarını aşmak için "uçan kazlar" stratejisini geliştirdi. 1980'lerde ABD’nin ithal Japon ürünlerine uyguladığı korumacılık önlemleriyle karşı karşıya kalan Japonya, üretim tesislerini dış ülkelere taşıyarak maliyetleri düşürdü ve gümrük engellerini aştı. Bu strateji Japonya’nın otomotiv ve elektronik sektörlerinde dünya lideri olmasını sağladı. Japonya, maliyet avantajını kullanarak küresel tedarik zincirlerine derinlemesine entegre oldu ve büyük pazarlara daha hızlı erişim sağladı. Bu, Japonya'nın küresel ticarette bir dev olarak yer almasına olanak tanıdı.

Japonya'nın başarısı, sadece üretim tesislerini taşımakla sınırlı değildi. Aynı zamanda inovasyon ve Ar-Ge yatırımlarıyla Japon firmaları, daha yüksek katma değerli ürünler geliştirerek rekabet avantajlarını artırdı. Üretim süreçlerini optimize etmeleri ve ileri teknolojiyi benimsemeleri, Japonya'nın dünya genelinde tanınan bir marka haline gelmesine katkıda bulundu. Japonya, bu stratejiyle yalnızca yerel pazarını korumakla kalmadı, küresel ticarette de daha geniş bir etki alanı elde etti.

Çin: Henüz Uçamayan Ördekler Stratejisi

Çin, 21. yüzyılda ekonomik bir dev haline gelmesine rağmen, Japonya'nın uçan kazlar stratejisini tam anlamıyla uygulamakta zorlanıyor. Çoğu sektöründe hala düşük iş gücü maliyetleri avantajını elinde bulundurmasına rağmen, Çin, ABD ve Avrupa Birliği gibi büyük pazarların korumacılık önlemleri ve jeopolitik riskler nedeniyle bu stratejiyi birebir uygulayamıyor. Özellikle yüksek teknoloji gerektiren sektörlerde, Çin’in karşılaştığı engeller daha belirgin hale geliyor. ABD'nin teknolojiye getirdiği ihracat kısıtlamaları, Çin’in teknoloji transferlerini yavaşlatıyor ve büyümesini engelliyor.

Çin'in dijitalleşme ve yapay zeka gibi yeni alanlardaki atılımları ise, ülkenin küresel rekabet avantajını artırmaya yönelik hamlelerinden. Ancak, ABD ve Avrupa Birliği gibi güçlü ekonomilerin Çin ürünlerine karşı aldığı önlemler, Çin’in küresel pazarda karşılaştığı zorlukları derinleştiriyor. Teknoloji ve üretim alanındaki bu kısıtlamalar, Çin’in uluslararası pazardaki etkisini sınırlayan faktörler arasında yer alıyor. Çin'in küresel ticaretteki yükselişi, Japonya'nın izlediği yoldan farklı bir şekilde gelişmek zorunda. İç pazara ve yerli teknolojiye daha fazla yatırım yaparak, dışa bağımlılığı azaltmaya yönelik adımlar atıyor. Bu da Çin'in uzun vadeli stratejisinin Japonya’nın uçan kazlar stratejisinden farklı olduğunu gösteriyor.

ABD: Mafyatik Savaş Uçakları

ABD’nin küresel ekonomi üzerindeki baskın rolü, sadece doların bildiğimiz anlamda karşılıksız rezerv para birimi olmasından değil, aynı zamanda askeri gücünün bu ekonomik üstünlüğü sağlaması ve korumasından kaynaklanıyor. ABD, küresel ticaret sisteminde ürettiği doları kontrol ederek ekonomik yaptırımlar ve ticari baskılarla diğer ülkelere karşı güçlü bir pozisyon alıyor. Çünkü bastığı parayı bir mal gibi satabilen tek ülke. Bugün değeri milyarlarca dolar eden ABD şirketleri Japonya ve Çin gibi gümrük duvarlarına çarpsa ne olurdu? Apple, Google, Tesla vb. şirketler bu kadar gelişebilir veya popüler olabilir miydi? Elbette Teknoloji ve İnovasyon çok önemli ancak tüm ekolojik sistemlerde olduğu gibi her filizin gelişebilmesi için önemli olan koruyucu bir iklimdir.

Uzun yıllardır ABD tasarlıyor, çoğunlukla Çin çok ucuza üretiyordu. Çin'in üretim kapasitesi ve düşük maliyet avantajı, ABD'nin teknoloji devleri için kritik bir unsur. Ancak bu bağımlılık, özellikle ticaret savaşları ve jeopolitik gerilimler sırasında büyük bir risk unsuru. ABD'nin Çin ile yaşadığı üretim bağımlılığı, uzun vadede stratejik bir risk haline geldi. Çin, yalnızca ABD’nin fason üreticisi olmaktan çıkarak büyük bir üretici ve aynı zamanda bir rakip haline geldi. Bu değişim, ABD’nin daha sürdürülebilir ve güvenli tedarik zincirleri kurmak adına yeni üretim partnerleri, yada Fasoncular arama gerekliliğini ortaya koyuyor. ABD'nin daha fazla rekabetçi avantaj sağlaması için Hindistan, Vietnam gibi düşük maliyetli ülkelerde yeni üretim merkezleri oluşturma stratejisi gündemde ama bu iki fason partner adayı daha önce ABD ve 200 yıllık müttefiki İngiltere tarafından ısırılmış. Aynı zamanda bu ülkeler uzun zamandır yokluk, yoksullukla boğuştukları için Amerika’nın emperyal tutumundan kaynaklanan yeni risklere hemen talip olacak gibi durmuyorlar.

Genel beklenti ve düşünce; Amerika’nın aslında robot teknolojisinin çok hızlı gelişmesinden dolayı emek yoğun sektörlerde ucuz işgücüne yani fasoncu devletlere ihtiyacının kalmayacak olması. Ancak kendi ülkesindeki nüfusu da etkileyecek olmasından dolayı hızlı bir geçiş oldukça büyük sosyal riskler barındırıyor. Bugün ABD 300 milyona yakın nüfusunu 51 farklı fikre sahip eyaletten oluşturuyor. Bu mevcut durum karar almak ve karar süreçlerindeki zamanlamaları oldukça zorlaştırıyor.

Hülasa, havada bu kadar uçan kuş anlatılıyorken diğer ülkeler karada ne yapıyor sizce? Kimileri bu kuşların kendi ülkelerine konmasına hevesli, kimileri de hava sahasını bile kullanmasına tahammül edemiyor.

 

 
 
 

Yorumlar


bottom of page